Heyecan verici işlere merakı olan bir arkadaşım var. Uzun zamandır kendisiyle bir gün bungee jumping yapalım diye konuşuyorduk. Ne oldu nasıl olduysa kendimi o gün köprünün üzerinden 50 metre aşağı bakarken buldum, sonrası derin bir boşluk...
Vancouver'da tanıştığım arkadaşlarımdan biri heyecanlı sporlara epey meraklı. Kışları kayak kaymaktan tutun da okyanusta köpekbalığı izlemek için dalış yapmaya kadar çeşitli maceraları deneyimlemiş. Kanada'ya taşındıktan sonra burada tanışıp birlikte vakit geçirmekten hoşlandığım nadir insanlardan biri kendisi. Bir gün bana Vancouver'a bir buçuk-iki saat uzaklıkta bir yerde (Whistler-BC) bungee jumping yapabileceğimiz bir yer bulduğunu söyledi. Olur mu olmaz mı derken karar verildi, Whistler'a gidiyoruz ve kendimizi köprüden atıyoruz.
Daha önce böyle bir deneyim yaşamamıştım, ve çok keyif aldim. Köprüye ilk aşağıdan baktık, o kadar da yüksek görünmüyordu aslında. Düşüş mesafemiz 50 metreymiş. Yukarı köprüye çıkınca da hala yüksekliğin farkında değildim aslında. Ta ki herşey hazırlanıp ağlayacağım yerin kıyısına vardığım ana kadar. Oradan aşağıya bakmak ve aşağıdaki akarsuyla aramda artık hiçbir şeyin kalmadığını anlamak tarif edilmez bir heyecan doldurdu içime. Sonra beni atlayışa hazırlayan kız başladı saymaya; FIVE, FOUR, THREE, TWO, ONE, GO...
Birkaç saniyelik bir düşüş, içimdeki o boşluk hissi, sonra tekrar yükseliş ve yeniden düşüş, ve artık boşlukta sallanıp eşsiz manzaraya bakarken beni yukarı çekecek halatın aşağı inmesini beklemek. Hepsi toplasan 5 dakika sürmüştür. Ama hayatımın en heyecanlı 5 dakikası olabilir.
Özetle çok keyifli ve heyecanlı bir etkinlik oldu benim için, anısını da buraya yazmak istedim. İzlemek isteyenler için instagramda paylaştığım videosunu da şuraya bırakayım.