1985 Yılında bir okuyucunun şikayetini takiben Charles BUKOWSKI’nin “Sıradan Delilik Öyküleri” adlı kitabının sadistçe ve faşistçe olduğu; homoseksüelleri de kapsayan bir grup insana ayırımcılık yaptığı gerekçesiyle Nijmegen Halk Kütüphanesi raflarından kaldırılmasına karar verildi. İlerleyen haftalarda Hans van der Borek isimli yerel bir gazeteci Bukowski’ye bu durum hakkındaki fikrini soran bir mektup yazdı.
Bukowski’nin harika cevabı aşağıda görülebilir. Bu cevap mektubu Eindhoven’daki bir gezici kütüphanenin duvarında halen asılı bulunmaktadır.
7-22-85
Dear Hans van den Broek:
Thank you for your letter telling me of the removal of one of my books from the Nijmegen library. And that it is accused of discrimination against black people, homosexuals and women. And that it is sadism because of the sadism.
The thing that I fear discriminating against is humor and truth.
If I write badly about blacks, homosexuals and women it is because of these who I met were that. There are many "bads"--bad dogs, bad censorship; there are even "bad" white males. Only when you write about "bad" white males they don't complain about it. And need I say that there are "good" blacks, "good" homosexuals and "good" women?
In my work, as a writer, I only photograph, in words, what I see. If I write of "sadism" it is because it exists, I didn't invent it, and if some terrible act occurs in my work it is because such things happen in our lives. I am not on the side of evil, if such a thing as evil abounds. In my writing I do not always agree with what occurs, nor do I linger in the mud for the sheer sake of it. Also, it is curious that the people who rail against my work seem to overlook the sections of it which entail joy and love and hope, and there are such sections. My days, my years, my life has seen up and downs, lights and darknesses. If I wrote only and continually of the "light" and never mentioned the other, then as an artist I would be a liar.
Censorship is the tool of those who have the need to hide actualities from themselves and from others. Their fear is only their inability to face what is real, and I can't vent any anger against them. I only feel this appalling sadness. Somewhere, in their upbringing, they were shielded against the total facts of our existence. They were only taught to look one way when many ways exist. I am not dismayed that one of my books has been hunted down and dislodged from the shelves of a local library. In a sense, I am honored that I have written something that has awakened these from their non-ponderous depths. But I am hurt, yes, when somebody else's book is censored, for that book, usually is a great book and there are few of those, and throughout the ages that type of book has often generated into a classic, and what was once thought shocking and immoral is now required reading at many of our universities.
I am not saying that my book is one of those, but I am saying that in our time, at this moment when any moment may be the last for many of us, it's damned galling and impossibly sad that we still have among us the small, bitter people, the witch-hunters and the declaimers against reality. Yet, these too belong with us, they are part of the whole, and if I haven't written about them, I should, maybe have here, and that's enough.
May we all get better together,
yrs,
(Signed)
Charles Bukowski
22.07.1985
Sayın Hans van der Borek:
Kitaplarımdan birinin Nijmegen kütüphanesinden kaldırıldığını bildirdiğiniz mektubunuz için teşekkür ederim. Kitabımın zencilere, homoseksüellere ve kadınlara ayrımcılık yapmakla ve onları aşağılamakla itham edildiğini bunun sadizm olarak anlaşıldığını belirtmişsiniz.
Korktuğum şey şu ki; ayrımcılık, mizah ve gerçeğe karşıdır.
Zenciler, homoseksüeller ve kadınlar hakkında kötü şeyler yazmışsam bu tanıştığım zencilerin, homoseksüellerin ve kadınların öyle olmasındandır. Birçok “kötü” şey vardır; “kötü” köpekler, “kötü” sansür ve hatta “kötü” beyazlar bile. Sadece “kötü” beyazlardan yazarsanız bu şikayet edilecek bir şey olmayabilir ve sanırım “iyi” zencilerin, “iyi” homoseksüellerin ve “iyi” kadınların da olduğunu söylememe gerek yoktur.
Çalışmalarımda bir yazar olarak ne görüyorsam kelimelerle onun fotoğrafını çekerim. Sadizmi ben icat etmedim; sadizmi yazıyorsam sadizm var olduğu içindir. Ve eğer yazılarımda bazı kötü olaylar oluyorsa benzer şeyler gerçek hayatta da olduğu içindir. Ben şeytanın tarafında değilim, birçok şey şeytanlıkla doludur. Yazılarımda ne her zaman yaşananlara hak verdim ne de düpedüz böyle bir şey uğruna başkalarına çamur atmakla oyalandım. Bununla birlikte yazılarıma karşı ağzına geleni söyleyenlerin onlardaki umudu, aşkı ve sevinci görmezden gelmeleri çok garip. Günlerim, yıllarım ve hayatım iniş-çıkışlarla, karanlık ve aydınlıklarla dolu. Eğer sürekli ve sadece aydınlıktan bahsedecek ve diğerlerinden hiç söz etmeyecek olsam yalancı bir sanatçı olurum.
Sansür gerçekleri kendilerinden ve diğerlerinden gizlemek isteyenlerin oyuncağıdır. Onların korkuları gerçeği görmedeki yetersizliklerindedir. Ve ben onlara kızamam. Korkunç bir çılgınlıktır bu sadece. Onlar varoluşumuzun tüm gerçeklerine karşı korunarak yetişirler. Birçok yol varken sadece birini görmeyi düşünürler.
Kitaplarımdan biri avlanarak yerel bir kütüphanenin raflarından kaldırıldığı için dehşete düşmeyeceğim. Bunun yerine birilerini derin uykularından uyandıran şeyler yazdığım için onur duyacağım. Evet, kırıldım; ancak bir zamanlar insanları şok eden ahlaksız fikirler yıllar boyu sansüre uğradıktan sonra üniversitelerde okutulur ve böyle fikirler barındıran kitaplar klasikler arasındaki yerini alırlar.
Benimkinin böyle bir kitap olduğunu söylemiyorum. Söylemeye çalıştığım şey şu: günümüzde şu aralar ve her zaman olabileceği gibi birçok kişi gerçekleri görmek istemeyen bazı işgüzarlarca lanetleniyor, incitiliyor. Ancak bu da bizi tamamlayan bir parça ve eğer bununla ilgili henüz bir şey yazmamışsam belki de şimdi yazmalıyım ve bu da bana yeter.
Birlikte daha iyiye.
(imza)
Charles Bukowski